DİSK, asgari ücretliler ve emekliler için zam beklentisini açıkladı
DİSK asgari ücret ve emekli aylığı açıklaması yaptı. Detaylar haberimizde.
Yıl sonuna sayılı günler kala asgari ücret tartışmaları da hızlandı. Yeni asgari ücret için aralık ayında enflasyon tahmini yapılırken DİSK ve Başkan Arzu Çerkezoğlu asgari ücrete ilişkin açıklama yaptı.
DİSK'TEN İNSANA YAKIŞIR ÜCRET TALEBİ
2024 senesi asgari ücret için geri sayım başlarken DİSK, asgari ücrete ilişkin yazılı açıklama yaptı. Asgari ücret rakamının yayınlanmayacağını belirten açıklamada, "İnsana yakışır bir ücret istiyoruz" ifadesi kullanıldı. Bunun yanı sıra yüksek enflasyon koşullarında asgari ücretin yılda iki kez değil dört kez yenilenmesi istendi. En az emekli maaşının asgari ücrete ulaşması gerektiği de belirtiliyor. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Her yıl masaya oturmasak da yine de bu raporun içerdiği bilimsel verilere dayanarak detaylı bir rapor hazırlıyor ve önerilerimizi paylaşıyoruz. DİSK olarak bu yıl ilk defa yapıyoruz. Asgari ücret konusunda rakam vermiyoruz. Çünkü enflasyonun o kadar yüksek olduğu bir dönemdeyiz ki Aralık başında konuştuğumuz rakamlar iki ay sonra daha da yukarılara çıkacak. Dolayısıyla asgari ücret rakamının peşine düşmek istemiyoruz. İnsana yakışır bir maaş istiyoruz. En önemlisi Türkiye'nin asgari ücret toplumu olmasını engelleyecek politikaların hayata geçirilmesi gerektiği fikrindeyiz." şeklinde konuştu. DİSK'in yazılı açıklamasında şunlar yer aldı: Türkiye genelinde “gelir adaleti, vergi adaleti ve insana yakışır ücret”i destekliyoruz. Yüksek enflasyondan dolayı satın alma gücümüz hızla düşerken; Bu da yetmezmiş gibi, haksız vergiler yüzünden ekmeğimiz azalıyor; Cumhuriyet tarihinin en ağır bölüşüm krizini yaşarken ve bu düzenin tüm çarkları zengini zenginleştirmek, yoksulu yoksullaştırmak için dönmeye devam ederken, 2024 senesi asgari ücret görüşmeleri başlıyor. DİSK olarak Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na katılamasak da, geçen hafta DİSK Genel Merkezi'nde düzenlediğimiz basın toplantısında uzun yıllardır meydanlarda yürüttüğümüz mücadeleyi işyerlerinden başlatacağımızı duyurmuştuk. DİSK-AR'ın araştırmasına dayanarak taleplerimizi sıraladı. Geçtiğimiz hafta fabrikalardan kentlere, atölyelerden hastanelere kadar ülke çapında örgütlediğimiz tesislerde çalışan yoldaşlar ayağa kalktı; “Gelir adaleti, vergi adaleti, geçim ücreti” bildirilerimizi hep birlikte okuyoruz. Bir hafta önce iş yerinde okuduğumuz açıklamamızda özetle şunları söylemiştik:
Asgari ücret sadece asgari ücret alan işçileri ilgilendirmiyor.
Asgari ücret işçi sınıfının eseridir, milyonlarca insanın eseridir.
Asgari ücret ulusal bir konudur. Çünkü asgari ücret diğer tüm ücretleri etkiliyor. İşsizlik sigortasından kıdem tazminatına kadar pek çok hakkımız asgari ücretten etkileniyor. Türkiye'de ücretler insan onuruna yakışır bir hayat yaşamaya yetmiyor.
Açlık sınırı 14.000 lira, yoksulluk sınırı ise 45.000 lira. Asgari ücret açlık seviyesinin bile altında. Türkiye'de asgari ücret sembolik bir ücret değildir. İşçilerin yarıdan fazlası asgari ücrete yakın ücretlerle geçiniyor.
Bu hak değil, adil değil.
Biz "gelir adaleti” istiyoruz.
Biz “adil vergiler” istiyoruz. Biz “geçim ücreti” istiyoruz. Evet, tüm işçilerin adil bir ücret alabileceğini biliyoruz. Bu ülkenin kaynakları ve bu ülkede çalışan hepimizin yarattığı toplam değer, 85 milyon insanın insanca yaşamasına yetiyor. Sadece tercihleri değiştirmemiz gerekiyor, sadece psikolojimizi değiştirmemiz gerekiyor. DİSK olarak adil bir vergi sisteminin sağlanması için yasa tasarımızı TBMM Genel Kurulu'na sunmuş bulunuyoruz. Bugün bir kez daha Ankara'dan vergi adaleti yasa tasarımızın Meclis'teki tüm partilerin oybirliğiyle kabul edilmesini istiyoruz. Sağır kulakların duyabilmesi, kör gözlerin görebilmesi için acilen alınması gereken önlemleri kısaca özetlemek isteriz: Asgari ücretin ülkemizde ortalama ücret hâline geldiğini unutmamalıyız. Milyonlarca insanın asgari ücret ödemek zorunda kalmasının önlenmesi için sendikal hakların kullanılmasının önündeki tüm engel ve eşiklerin kaldırılması ve toplu sözleşmenin kapsamının genişletilmesi gerekmektedir. Ücret artışları resmî enflasyona göre gerçekçi değil ve enflasyon hedefine asla ulaşılamıyor, bu da kabul edilemez.
Çalışıyoruz, üretiyoruz, Türkiye gelişirse hakkımızı istiyoruz. Asgari ücretin yüksek enflasyon şartlarında senede 4 defa belirlenmesi gerekiyor. Bir hanede iki kişi birlikte çalıştığında gelirlerinin yoksulluk sınırını aşması gerekir. Asgari ücret, çalışanların uluslararası standartlara uygun olarak aileleriyle birlikte yaşayabilmelerini sağlayacak bir ücret olmalıdır. Asgari ücretten sonraki ilk vergi dilimine uygulanan vergi oranının %10'a düşürülmesi gerekiyor. Vergi dilimleri artırılmalı. Çalışanların sanki zengin olmuş gibi yıl içinde daha yüksek bir vergi dilimine girmek zorunda kalması kabul edilir bir durum değildir. En düşük emekli maaşı en az asgari ücrete yükseltilmelidir. Özel sektör çalışanları ile kamu sektörü çalışanları arasında ayrımcılık yapılması Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesine aykırı bir durumdur. Asgari ücret, memurların en düşük maaşı ile memurların en düşük maaşı dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır. Evet, şu anda atılabilecek bu adımlar atıldığında ve politikalar bu yönde belirlendiğinde aslında işçilerin yüksek enflasyon ve yüksek yaşama maliyeti nedeniyle ezilmelerinin önüne geçmiş olursunuz. Hiç kimsenin inanmadığı, gerçeklerden uzak, saçma, gerçek dışı ve hukuka aykırı olan TÜİK verilerini gösterip "enflasyona işçileri ezdirmiyoruz" denmemelidir. Daha kötüsü; Hiçbir zaman ulaşılamayacak ve hükümetin yılda birkaç kez yeniden ayarlama yapacağı gerçekçi olmayan bir enflasyon hedefiyle ücretleri sınırlayamayız. Ücretlerin hedef enflasyon veya TÜİK enflasyonu civarında artırılması, işçilerin satın alma gücünün daha da azalması ve milyonlarca kişinin daha yoksul kalması anlamına gelmektedir. DİSK tarafından bu durum asla kabul edilir değildir. Öte yandan 1 Aralık'ta düzenlediğimiz basın toplantısında dile getirdiğimiz soruyu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Yüksek enflasyon koşullarında asgari ücretin yılda iki defa değil dört defa güncellenmesi gerekiyor. Şimdi belirlenen maaşlar yeni yılda, hatta birkaç ay daha geçerli olmayacak. Böyle bir seçim milyonlarca insanı kasıtlı olarak yoksulluğa itecektir. İğneden ipliğe kadar her şeyin her geçen gün arttığı bir dönemde işçi ücretlerinin artmaması gerektiğini söylemek, Türk işçi sınıfının geçimini ve çocuklarının geleceğini karartmaktır. Harcadığımızın bile değeri olmayan maaşlarımızı enflasyonun sebebi olmakla suçlayanlara, daha fazla vergi toplamak için hemen işçilerin cebine girenlere sesleniyoruz: Geri dönün ve çevredeki şirketlerin kâr marjlarına bakın. sen ve karşılayamadığın bankaların bilançoları! Yaşanan ekonomik zorlukların bedelini ödeyenler sofraya yemek koymakta zorlananlar değil, kasalarını dolduranlardır. Adalet istiyoruz. Gelir, vergi ve ülke konularında adalet istiyoruz. Her insan gibi insanca yaşamak istiyoruz. Haklarımızı istiyoruz ve hakkımızı alana kadar mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız. Bugün Ankara'da yaptığımız temsili toplantımızın ardından 10 Aralık'ta Ankara'da gerçekleştireceğimiz emeklilik mitingine de güç katacağız. Emeklilerin adalet ve insan yaşamı mücadelesine ses olacağız. DİSK olarak 11 Aralık'tan itibaren ülkenin her köşesinde “Gelir için Adalet, Vergi ve Geçim Ücreti için Adalet” yürüyüşünü düzenleyeceğiz. Bu hafta işyerinde başlayan mücadelemiz, tüm bölgelerdeki kitlesel işçi mitingleriyle şehir şehir, yer yer yaygınlaşacak. DİSK Yönetim Kurulu olarak ülkemizi doğudan batıya, kuzeyden güneye, bölge bölge, şehir şehir gezeceğiz. Üye olsun olmasın, sendikalı olsun olmasın tüm işçi, çalışan ve emeklilerle “gelir eşitliği, adalet, vergi eşitliği ve insana yakışır maaş” mücadelesi için meydanlarda buluşacağız. İstanbul'dan Ankara'ya, ülkemizin her köşesine kadar adalet için mücadele edeceğiz. 8 Aralık Ankara'da, 11 Aralık Edirne'de, 12 Aralık Kırşehir'de, 13 Aralık Mersin'de, 14 Aralık Antalya'da, 15 Aralık İzmir'de, 19 Aralık Artvin Meydanlarında, 20 Aralık'ta Eskişehir'de, 21 Aralık'ta Kocaeli'de, 22 Aralık'ta Bursa'da ve 25 Aralık'ta İstanbul'da. Evet, Ankara'ya yola çıktığımızda “Bu yolu yalnız yürümeyeceğiz” dedik ve milyonlarca insanın ihtiyacı, umudu ve kalbi yanımızdaydı. Artık şehir şehir dolaşıp her zaman yanımızda olan kalplerle buluşacağız.