İstanbul barajları alarm veriyor: Bir damla su bile kalmayacak

İstanbul'da seyreden sıcak ve yağışsız hava barajları boşaltmayı sürdürüyor. Son 13 yılın en kötü ekim ayını yaşayan mega kentin barajlarında doluluk, yüzde 20.6'ya düştü. Günde 3 milyon ton su harcanan kentte yetkililer, vatandaşların su kullanımında duyarlı olması çağrısını yineledi.

 

İstanbul'da ciddi bir su krizi devam ediyor. Yüksek sıcaklık ve yağışsız hava, kentin barajlarını tüketiyor. Bu Ekim ayı, son 13 yılın en kurak dönemi olarak kaydedildi. İstanbul'daki barajların doluluk oranı yüzde 20.6'ya kadar düştü. Şehirde günde 3 milyon ton su tüketiliyor ve yetkililer vatandaşlardan su kullanımında dikkatli olmalarını istiyorlar. Ayrıca, Türkiye genelinde mevsim normallerinin üzerinde sıcaklık ve kuraklık etkisini sürdürüyor. İşte detaylar...


İSTANBUL İLİ İÇİN SU KRİZİ

İstanbul'da, Bodrum'un su ihtiyacını karşılayan iki barajın kuruma tehlikesi, kentte büyük endişelere neden oluyor. Yağışsız bir sonbahar ve azalan su kaynakları, İstanbul'da su sıkıntısının artmasına yol açıyor. Bu durum, İstanbulluların su tasarrufuna daha fazla dikkat etmelerini gerektiriyor. Su krizi, sadece İstanbul'un günlük yaşamını etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda çevresel ve ekonomik sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, yetkililer ve halkın bu krize karşı ciddi bir şekilde mücadele etmeleri gerekiyor.


İstanbul, eylül ayındaki düşük yağışlar ve barajların yetersiz doluluğu nedeniyle su sıkıntısı yaşıyor. İSKİ, bu sabah kentin su sağlayan barajların doluluk oranını açıkladı ve durumun endişe verici olduğunu gösterdi. Barajların ortalama doluluk oranı yüzde 20.6'ya geriledi. İstanbul'da günde tam 3 milyon ton su kullanılıyor, bu da ciddi bir tüketimi temsil ediyor. Bu kriz son 13 yılın en kötü ekim ayı olarak kayıtlara geçti.

Yetkililer, vatandaşlardan su kullanımında dikkatli ve tasarruflu olmalarını istiyorlar. Su sıkıntısı, İstanbul'un günlük yaşamını etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda çevresel ve ekonomik sorunlara da yol açabilir. İstanbul halkı, bu zorlu duruma karşı sorumlu davranmalı ve su tüketimini mümkün olduğunca azaltmalıdır. Su tasarrufu çağrısı, krizin daha da kötüleşmesini önlemek adına kritik bir önlem olarak görülüyor.

Sonraki Haber