Tablo korkutucu: Türkiye'de her yıl 41 bin kişi akciğer kanserine yakalanıyor

Türk Tıbbı Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, '17 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Günü' dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye'de akciğer kanserinin endişe verici boyutlara ulaştığını belirtti. Karadurmuş'un verdiği bilgilere göre, her yıl 41 bin kişiye akciğer kanseri teşhisi konuluyor ve bu hastalık nedeniyle 37 bin kişi yaşamını yitiriyor.

Akciğer kanserinin dünya genelinde hem erkeklerde hem de kadınlarda en sık görülen üç kanser türünden biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karadurmuş, özellikle erkeklerde birinci sırayı aldığını ifade etti. Türkiye'de 2020 verilerine göre her yıl 41 bin kişiye akciğer kanseri teşhisi konulduğunu vurgulayan Karadurmuş, aynı dönemde 37 bin kişinin bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini açıkladı.

Sigaranın içiciliğinin ve pasif içiciliğin akciğer kanseri üzerinde yüzde 90 oranında etkili olduğunu belirten Karadurmuş, buna ek olarak mesleki faktörler, hava kirliliği, asbest varlığı gibi çevresel etkenlerin de akciğer kanseri riskini artırdığını ifade etti. Ayrıca, akciğer kanserinin yüzde 3 oranında genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabildiğini belirtti.

Prof. Dr. Karadurmuş, akciğer kanseri tedavisinde erken teşhisin önemine vurgu yaparak, özellikle risk altındaki meslek gruplarına ve genetik yatkınlığı olan bireylere rutin tarama önerisinde bulundu. Akciğer kanseri tedavisinde kullanılan kemoterapi, hedefleyici akıllı ilaçlar ve immünoterapi gibi yöntemlerin her geçen yıl daha etkili hale geldiğini belirten Karadurmuş, bu tedavi yöntemlerinin hastaların yaşam kalitesini artırdığını ifade etti.

Karadurmuş, Türkiye'de, Avrupa'da ve Amerika'da devam eden yoğun klinik çalışmaların, akciğer kanseri tedavisi konusunda umut verici gelişmelere yol açtığını ve yeni tedavi ajanlarının bir araya gelerek hastaların yaşam süresini uzatabildiğini sözlerine ekledi.

Akciğer kanseriyle mücadelede önleyici tedbirlerin ve erken teşhisin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, toplumun bu konuda bilinçlenmesi ve düzenli taramalara katılımın artırılmasının hayati öneme sahip olduğunu belirtti.